İrtibatı Koparmayalım!
ant vermek deyimi
'Sevdiklerinin başı için', 'Allah aşkına', 'Allah'ını seversen' gibi sözlerle, birini bir şey yapmaya ya da yapmamaya zorlamak.
Günümüzde çok sık kullanılmamakla beraber yakın geçmişimizde dostlar birbirleriyle diyalog yaparken
ant verdim diyerek, karşısındakinin yapmak istediği şeyi engellemesinin önüne geçerdi.
Örnek : Ant verdim, hesabı ben ödeyeceğim.
- dur durak yok
- fesat kumkuması
- derisi kemiklerine yapışmak
- estek köstek etmek
- gözü büyükte olmak
- ecel aman verirse
- can sağlığı
- yer vermek
- boynu kıldan ince olmak
- ömrü billah
- darda bulunmak
- olan biten
- ham ervah
- eli ayağı
- ah almak
- kıt kanaat
- çok olmak
- hesaba kitaba gelmez
- beyaz oy
- fındık kurdu
- kan tutmak
- çatık kaş
- elinden geleni yapmak
- boşta gezmek
- ekmek yemek
- ant verdirmek
- dört köşe olmak
- altın eşik
- arka arka
- sıkıntı çekmek
- çoluk çocuk
- aş pişti, kaşık üstüne dikildi
- külâhını ters giydirmek
Son Sorgulanan Deyimler
Deyim
Anlamı
'Sevdiklerinin başı için', 'Allah aşkına', 'Allah'ını seversen' gibi sözlerle, birini bir şey yapmaya ya da yapmamaya zorlamak.
Günümüzde çok sık kullanılmamakla beraber yakın geçmişimizde dostlar birbirleriyle diyalog yaparken
ant verdim diyerek, karşısındakinin yapmak istediği şeyi engellemesinin önüne geçerdi.
Örnek : Ant verdim, hesabı ben ödeyeceğim.
mecaz bir konu üzerinde çalışmayı, uğraşmayı, konuşmayı bırakmak, bir işi artık yapmaz olmak. örnek: Eskiden şiir yazardım ama defteri kapayalı çok oldu.
(1) Bir şeyin lâyıkıyla yapılması için ne gerekiyorsa ondan kaçınmamak. (2) Birinin çalışmasını gereğince değerlendirmek, hakkı olan şeyi vermek.?Çalıştırdığın kişinin hakkını vermek zorundasın.?
(bir şeyi birinin) bir şeyi birine sert bir biçimde ve öfkeyle vermek ya da geri vermek.
(çevresinden ayrılıp yeni bir çevreye giren kişi için) içine girdiği yeni çevreye, ortama alışmakta güçlük çekmek.
(1) çok küçük kucak çocuğu. (2) çok nazlı büyütülmüş, sıkıntıya, güç işlere alışmamış kimse. örnek: Vay ana kuzusu vay, sıkıntıya gelemiyor hiç.
bir şey için çok derin bir üzüntü duymak, bir şeyin acısını çok içinde duyumsamak. örnek: İşini yitirmenin acısı yüreğine çökmüştü.
argo (1) esrarlı sigara içilen bir yerde bulunup, kendisi içmediği halde dumandan, havadan etkilenmek. (2) çok sigara içilen kapalı bir yerde sigara dumanından etkilenmek.
Yayın Ağımız
Bu listede yer alan sitelerimiz günlük hayatınızda gerek eğitim, gerek iş, gerek eğlence ve gerekse alışveriş konusunda yardımcı olmak için uzman ekipler tarafından hazırlanmaktadır.Eğitim Sitelerimiz
Eğlence Sitelerimiz
Rehber Sitelerimiz
Diğer Sitelerimiz
Tüm Hakları Saklıdır © 2008 - 2024
Sitemizin SEO çalışması Seo Uzmanı Zeze tarafından yapılmıştır.anlaminedir.com bir nerededir.com sitesidir.